mercredi 7 janvier 2009

Gerçek Hayat dergisinde ITC Şam temsilcisi (vekaleten) Aydın Maruf ile yapılan röportaj

http://bizturkmeniz.com/tr/index.htm

Gazeteci Adem ÖZKÖSE
Uzun yıllar Irak Türkmen Cephesi'nin çeşitli organlarında çalışan Aydın Maruf, şu an cephenin Şam Sorumluluğunu yürütüyor. Erbil Türkmenlerinden olan Aydın Maruf ile Irak Türkmen Cephesi'nin Şam'daki ofisinde bir araya geldik.
Iraklı bütün Türkmenler gibi Türkiye'ye büyük sevgi besleyen Maruf'un bu sevgisinden biz de payımıza düşeni alıyoruz. Sıcak bir karşılama ve ikramların ardından Maruf'la sohbet etmeye başlıyoruz. Söz hemen Arap Medyası'nda haftalardır en çok işlenen konu olan Bush'a atılan ayakkabılardan açılıyor.
Bush'a atılan ayakkabılar bütün Iraklıları olduğu gibi Aydın Maruf'u da çok sevindirmiş. Bush'un hakkının daha fazla ayakkabı olduğunu belirten Maruf, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bush'a atılan ayakkabılar Iraklıların işgali kabul etmediğinin en güzel delilidir. Amerikan Askerlerinin Irak'ta yaptıkları göz önünde bulundurulursa, Bush'un hakkının 2 ayakkabı değil; daha fazla ayakkabı olduğu anlaşılacaktır.
Bu olay Arap'ıyla, Kürt'üyle, Türkmen'iyle, Şii'si ve Sünni'si ile bütün Iraklıları sevindirdi ve heyecanlandırdı. Iraklıların bazıları kalemiyle, bazıları silahıyla, bazıları siyasi alanda yaptığı çalışmalarla, bazısı da ayakkabısıyla işgale karşı olan tepkisini dile getiriyor. Allah O gazeteciden razı olsun."
KÜRTLERLE DİYALOĞA HAZIRIZ
Ak Parti Hükümeti'nin Kuzey Irak'taki Kürt Yönetimi ile ilişkilerde açılım sağlama çabasını olumlu bir adım olarak değerlendiren Maruf, Kürt Yönetimi ile iyi ilişkiler kurulduğunda Türkmenlere yönelik baskıların azalacağına da dikkat çekti. Kürtleri kardeş olarak gördüklerini ifade eden Maruf, şöyle dedi: " Türk Hükümeti, Kürt Yönetimi ile iyi ilişkiler kurmak istiyor. Türkmenler olarak bu adımı olumlu bir girişim olarak değerlendiriyoruz. Irak'taki Kürtlerle Türkmenlerin en çok ihtiyaç duydukları şey diyalog.
Şiddetle, silahla problemlere çözüm üretilemiyor. Bunu tarih boyunca gördük. Biz Türkmen siyasetçiler olarak diyaloga hazırız. Kürt siyasetçiler samimi adımlar atarlarsa biz de bu adımlara karşılık veririz. Bizim Kürt vatandaşlarıyla hiçbir problemimiz yok. Kürtlerle akrabalıklar kurmuşuz ve onları kardeş olarak görüyoruz.
Türkmenlerin sorunu Kürt milliyetçiliği yapanlarla. Türkmenler Irak'ta baskı altında yaşıyor, bunu kimse göremezlikten gelemez. Erbil'de yeni doğan çocuklarımıza Türk ismi veremiyoruz. Türk ismi vermek için nüfus dairelerine gittiğimizde ‘Burası Kürdistan, burada Türk ismi yasak. Çocuğunuza Türk ismi vermek istiyorsanız Türkiye'ye gidin' cevabıyla karşılaşıyoruz. Bu tür tavırlar ister istemez Kürt Yönetimine karşı iyi duygular beslememizi engelliyor."

"KERKÜK TÜRKMENLERİN KIRMIZI ÇİZGİSİDİR"

Kerkük'ün Iraklı Türkmenler için büyük bir öneme sahip olduğunu kaydeden Maruf, Kerkük'ün Kürtleştirilmeye çalışıldığına da dikkat çekti. Erbil ve Dohok'tan getirilen Kürt ailelerin Kerkük'e yerleştirildiği bilgisini aktaran Maruf; "Saddam döneminde Kerkük'ün nüfusu 900 bindi ve Kerkük'ün nüfusunun çoğunluğunu Türkmenler oluşturuyordu. 2003'deki işgalin ardından Kerkük'ün demografik yapısı değiştirildi ve 4 sene içinde Kerkük'ün nüfusu 1.5 milyona ulaştı. 600 bin Kürt Erbil ve Dohok'tan getirilerek Kerkük'e yerleştirildi."dedi. "Kerkük'ün Kürt Yönetimine bağlanmasını asla kabul etmeyeceğiz" diyen Maruf, Kerkük'ün Bağdat'taki merkezi yönetime bağlı olmasını savundu. Maruf; "Kerkük tarihi olarak bir Türk şehridir. Tarihi eserler bunu en iyi şekilde ortaya koyuyor.
Biz her şeye rağmen Kerkük'ü bir Irak şehri olarak görüyoruz. Kerkük; Türkmenlerin, Kürtlerin, Arapların, Asurilerin birlikte yaşadıkları bir şehir olmalı. Bir petrol şehri olarak değil ; kardeşlik şehri olarak görülmeli. Kerkük Irak'taki bütün Türkmenlerin en önemli kırmızı çizgisidir." şeklinde konuştu.

"TÜRKMENLER MHP'YE KIRGIN

Irak Türkmen Cephesi'nin Şam Sorumlusu'na bu sefer de MHP ile aralarında olan ilişkilere dair bir soruyu soruyoruz. Sorumuz şöyle: " Kerkük Türkmenlerinin MHP tarafından yönlendirildiğine dair iddialar var. Ayrıca Türkmenler yıllardır MHP'ye yakın duruyorlar, bunu kamuoyundan da saklamıyorlar. Nereden geliyor bu MHP sevgisi?" Maruf bu sorumuz üzerine Alparslan Türkeş'e övgüler yağdırırken, şu anki MHP Yönetimi'ni eleştirmeye başlıyor; "Irak'taki bütün Türkmenler Türkiye'yi anavatan olarak görürler.
Rahmetli Alparslan Türkeş bütün Türk Dünyası'nda olduğu gibi Kerkük'te de seviliyor. Türkeş, Saddam döneminde Türkmenlere çok sahip çıktı. Kerkük'ü çok seviyordu ve Türkmenleri kolluyordu. Türkeş'in bu politikası zamanla devlet politikası haline geldi. Bizim Türkiye'deki bütün partilerle ilişkilerimiz var.
Fakat ne MHP, ne de başka bir parti bizi asla yönlendiremez. Ayrıca şu anki MHP Türkeş'in zamanındaki MHP gibi değil. Hatta en son Irak Türkmen Cephesi'nden bir grup Devlet Bahçeli ile görüşmeye gittiler. Bahçeli ‘ben Irak Türkmen Cephesi'nin yetkilileriyle görüşmek istemiyorum' dedi ve Türkmen yetkililerle görüşmeyi kabul etmedi. Bahçeli, Türkmenlerin hakları konusunda Türkeş kadar duyarlı değil. Bu nedenle şu anki MHP Yönetimine kırgınız."

"TÜRK ASKERİ IRAK'A GİRMELİYDİ"

1 Mart Tezkeresi konusunda Türkiye Kamuoyunun yanlış yönlendirildiğini savunan Aydın Maruf; " Tezkere meclisten geçmeliydi ve Türk Askeri Irak'a girmeliydi" dedi. Türkiye'nin Irak'ta daha fazla söz sahibi olması gerektiğini ifade eden Maruf, sözlerini şu şekilde tamamladı: "1 Mart Tezkeresi kabul edilseydi, bölgeye ABD Askeri yerine Türk Askeri gelecekti.
Türk Ordusu'nun Irak'a girmesini Araplar da çok istedi. Çünkü Türk Ordusu Müslüman'dır ve Amerikalıların yaptıklarını asla yapmaz. 1 Mart Tezkeresi Türkiye Halkına yanlış anlatıldı ve Türk Kamuoyu bu konuda yanlış yönlendirildi. Ayrıca Türk Askeri Irak'a girseydi Türkiye Irak'ta daha fazla söz sahibi olacaktı. Amerika'nın Saddam Yönetimini devirmesinden en fazla karlı çıkan ülke İran oldu. İran'ın Irak'ta nüfuzunu arttırmasından sadece Türkmenler değil; Araplar, Kürtler ve bazı Şii gruplar da rahatsız. Biz Türkiye'nin ve sürekli olarak yardımlarını gördüğümüz Suriye'nin Irak'ta daha fazla etkin olmalarını istiyoruz."
Kaynak: Gerçek Hayat dergisi

Aucun commentaire: